Ve büyük gün geldi…
Evet, aslında yola sabahın ilk ışıkları ile çıkmayı
planlasak da evdeki hesap çarşıya uymadı koltuk halatlarımızı ancak 11:30 da
çözüp Pendik Marintürk'ten avara olabildik.
Aslında ikiz bebekleriniz olduğu zaman genelde bu durum çok yaşanır. Her
planı dört dörtlük uygulayamayabilirsiniz. Bir de üstüne üstlük anne çalışıyorsa ve bir
de sunum yetiştirmesi gerekiyorsa bayram öncesi daha da zor…
Ancak yine
de 10,5 aylık prenseslerimizle bu anı yaşamanın mutluluğu için herşeye değer. Yola çıktığımız esnada Marmara'da kuvvetli Poyraz hakimdi ancak rüzgar kolayımıza idi. Yaklaşık zahiri 17 - 18 knot ediyordu. Her zaman tercih ettiğimiz gibi gemi yolunun ortasında kalan güvenli bölgeden yol almaya başladık. Pendikten beri ana yelken cenoa açıkortalama 7,5 knot hızla seyretikten sonra 00:25 de Marmara Adası açıklarına ulaştık.
Aslında sabah erken çıkmış olsak Avşa Adası'nda Limana bağlanmayı düşünüyorduk ancak yola geç çıktığımızdan ötürü Kaptan rotayı Çanakkale olarak belirledi. Ertesi sabah kahvaltıyı Çanakkale Marina'da yapmayı kararlaştırdık.
Marmara'daki
rüzgar yönü itibariyle kolayımıza olsa da dalga boyu ve yönü karmakarışık
olduğundan yolculuğumuz çok da rahat geçmedi. Özellikle hayatında bir çok ilki
ikizlere hamile kaldığım gün itibariyle yaşayan canım annem için... Bu yolculuk
onun ilk uzun soluklu tekne seyri... Dolayısıyla deniz tutması nasıl bir şey
hayal bile edemiyordu ama maalesef deneyimlemiş oldu. Sonra bütün gece deliksiz
bir şekilde uyku ile geçirdi.
Ben de yola
çıkmadan önceki gece geç saatlere kadar çalıştığım için yorgunluğun
had safhada idi, gece nöbetini kaptan tuttu gündüz her fırsatta onu kısa kısa
dinlendirmeye çalıştık.
Sabah
sabahın ilk ışıklarıyla hepimiz Derin'in açıkması ile birlikte güne uyandık.
Uyandığımızda
Gelibolu'ya varmış ve eşsiz bir gün doğumu manzarasını yakalamıştık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder